
Tisan Yarımadası - Göksel Kütük
Tisan yarımadası
malum Kıbrıs Barış Harekatı sırasında varlığı keşfedilmiş doğa harikası bir
köşemiz. Silifke Taşucu'na yaklaşık 20 dk mesafede. Taşucu'ndan sonra Aydıncık
istikametinde Boğsak sahili muhteşem görünümü ve tekneleri ile sizi selamlıyor.
İlerlediğimizde eski Mersin- Antalya karayoluna dönülen kavşaktan itibaren
asfaltı yer yer oyulmuş tek şeritli stabilize bir yola ulaşıyoruz. Kavşakta
Tisan'a ait bir levha, bir uyarı yok maalesef; ya da ben göremedim. İlk
karşımıza çıkan köydeki Selçuklu Camisi'nin sebilinden içilen buz gibi su
sıcakların kavurduğu şu günlerde hayat öpücüğü sağlıyor varlığının farkına
varabilen misafirlerine. Karşınıza kocaman bir dağ çıkıyor güney yönünde. Bu
alanda deniz hemen hemen hiç gözükmüyor.
Derken karşımıza Kahramanmaraş Durnalı -Güzlek Bağlarına tırmandığımız gibi bir yokuş
çıkıyor. Kıvrım ve keskin virajları olan bu eğimli yolu tırmanıp düzlüğe
vardığımızda çok değil 100 metre sonra iniş yoluna geliyoruz. Bu arada saklı
cennet yarımada solumuzda tüm ihtişamıyla bizi karşılıyor. Sevgili eşim diyor
ki aman önüne bak uçurumdan iniyoruz manzaraya bakma. Hızlı gitme. Neyse 30 km
saatlik hızla indiğimiz bu iniş yolunda Rus plakalı bir jeep beni hızla solluyor.
Az kalsın uçuruma yuvarlanacak. Hanım bu kim ya, diyor. Rus vatandaşı adı Absolut biz ona kısaca
Votka diyoruz, diyorum. Adım çıkacağına canın çıksın derler ya. Adam belki de
Rusya'nın kendi inancında hacı, belki ağzına içki sokmuyor. Ama önyargıları
parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur derler. Malum bu bölgenin batı
komşuluğunda nükleer santralimizin inşaatı mevcut. Mersin, Silifke, Taşucu,
Aydıncık, Narlıkuyu, Kızkalesi Rus vatandaşı kaynıyor.
Neyse bırakalım
Rusu Rusya'yı, cennete eşdeğer şirin yarımadaya ulaştığımızda durup ne nerede
diye haritamıza bakarken harca harca bitmez alışveriş market ve jet gibi bir
market mihenk noktası gibi bizleri karşılıyor. Bu marketlerin tam karşısında
bir apart otel, ismi Olivia, dikkatimizi çekiyor. Daireye bizim için yer olup
olmadığını soralım diyor komşum. Selam veriyoruz Olivia isimli apartın
yöneticisine, neredeyse akraba çıkıyoruz. Abimiz Kahramamanmaraşlı. Binevler'de
ikamet edermiş. Tanımadığı meslektaşım yok gibi. Hepside güzel insanlar
dostlarım. Bir tebessüm, bir sıcak sohbet, bir soğuk soda derken tuttuk gitti
bu güzel aparttan bir oda. Kişi kendine ait bir kıvılcım bulduğunda
ayrıntılarla, eksikliklerle ilgilenmiyor bile. Odalarımıza yerleşiyoruz can
dostumuz komşularımızla birlikte. Eee oturmaya mı geldik. Doğru denize. Deniz
kenarında apartların şezlongları ve şemsiyeleri mevcut. Bu arada duş yerlerinde
değişik sistem başlıkları takılmış; 'Bu duşlar Tisan üyelerine aittir,
bilekliğinizi okutunuz, bilekliğinizle
kimseye duş aldırmayınız' yazılarını görüyoruz. Duş alacağımız,
ayağımızı yıkayacağımız başka bir yer arıyoruz, nafile. 'Eyyyy Şeeyyy
Belediyesi, burayla bu halkla kim ilgileniyor?' diye böğürmek istiyorum, neyse
diyor iç sesim tatildesin sana siyaset yasak. Hem su senin neyine gerek bak ne
güzel doğa sana kum vermiş. Denizden çıkınca Teyemmüm al terliğindeki kumları
temizle araban kirlenmesin, diye gülümsüyorum. Google kardeşe yazıyoruz ooo
bizden önce tıklanmış binlerce kez.
Tisan üyeleri kimlerdir. Tisan üyesi nasıl olunur. Tisan adası Yunanistan'ın
mıdır. Cimere mi yazsak niye misafirlere yönelik plaj hizmeti yok. Neyse
dediğim gibi tatildeyiz negatif enerjimizi atmaya geldik tiiiiii nerelerden
tiiiiiiisana geldik olumlu şeyler düşünelim evrene olumlu mesajlar verelim. Hem
bak ne güzel Tisan yolculuğu asr-ı saadet yolculuğumuzun bir özeti gibi. Önce
bin bir türlü güçlükler yokuş yukarı çileler. Tam düzlüğe kavuştuk derken çok
kısa süren bu saadetten inişe geçme ve nihayetinde Dar-ı Bengi (Ahiret). 'Daha
yeni yeni rahatlamıştım birazcık yaşasak birazcık düz yol devam etseydik ne
olurdu?' diye duyduğumuz iç sesten serzenişler. Karşınıza çıkan cennet köşesi
bir belde. Kötü bir belde de olabilir, cehennem ızdırabı da yaşanabilirdi
misali. Yaşam yolculuğumuzun minik bir kesiti gibi.
Otelimizde duş alıp
yemeğimizi birlikte geldiğimiz komşularımızla yedikten sonra yorulmuş olacağız
ki uyku vakti geliyor. Sabah erken kalkılacak, saat 6'da gün doğmadan denize
girmek en ideali. Derken sevgili eşim 'Buradan bir daire alalım doğum günüm
yaklaştı bana hediye al,' diyor. Sevgili kızım 'Baba yakınlarda ki Dana
Adası'nı alıp krallığımızı ilan edelim hem ben de prenses olurum annem kraliçe
olur bizi hiçbir ülke tanımasa da olur,' diyor. Komşum Sefa kardeşim 'Ben Genel
Kurmay Başkanı olmak istiyorum,' diyor. Ahmet Alper'imi Ulaştırma ve Haberleşme
Bakanı yapıyoruz. Ali kardeşim King of the Fizyoterapist. Onu Sağlık Bakanı
yapıyoruz. Merve kardeşim sarayın psikoloğu, Naciye komşum Milli Eğitim
Nazırı'mız. Ben düşünüyorum 'yarımadanın geleceği parlak Tisanın tamamını
alayım bağlantı yoluna bir gümrük yaparım'. Tisan üyeleri her kimlerse onlara
giriş yasak yazarım gümrük kapısına. Halka da bedava duş başlıkları, ayak
yıkamak için hortum mortum koyarım misal, maksat halka hizmet diye düşünüyordum
ki…
Sevgili eşimin sesi
ile uyanıyorum. 'Klimanın derecesini biraz artırabilir misin çok soğuk oldu' ve
hatırlatıyor 'Apartın günlük kira ücretini yatırmış mıydın?'. Yok diyorum maaşı
alınca EFT yapacağız hemşehrimize. Malum memuruz bu ay kurban bayramından
çıktık borç harç çok harcama yaptık. Bir de diyor ki bana eş dost çok uyuyon
Göksel abi.
Uzak olsa da Tisan'ı ( Aphrodisias) görebilmek çok özel. Yazımın başlığını 'Kaçın Tisanlılar Geliyor' diye yazacaktım. Vazgeçtim. Kimbilir belki iyi insanlardır bilemiyoruz. Kimbilir belki de bu güçlükler bilerek yapılmaktadır bu cennet koya her önüne gelen sallanıp gelmesin, doğayı insanoğlu mahvetmesin diye.
Bir başka destinasyonda buluşabilmek umuduyla sağlıcakla kalın sevgili moderatörüm, sevgili Lokal Tur takipçileri.
Göksel Kütük
Editör:
Ayşe Sıla Kütük
Fotoğraf:
Sefa Büyükçelik
Haber Yorumları